Açık rinoplasti, son yirmi yıl içinde rinoplasti uygulamalarında daha yaygın hale gelen bir teknik olmuştur ancak bu teknik şimdi daha fazla dezavantajlarını Kapalı tekniğe göre. Bunun temel nedeni, açık yaklaşımın endonazal yaklaşımın bazı sınırlamalarını taşımamasıdır. Bu sınırlamalar arasında, yüzeyden gözlemlenemeyen küçük anatomik farklılıkların tespit edilememesi nedeniyle tanı koyma güçlüğü, anatomik yapıların gizli olması, sınırlı görüş açısı, endonazal olarak gerçekleştirilmesi zor ya da imkânsız olabilecek dikiş ve sabitleme teknikleri ile iskelet yapılarına erişimin kısıtlı olması sayılabilir.
Endonazal Yöntemin Yeri ve Önemi
Buna rağmen, endonazal yaklaşım bazı durumlarda oldukça kullanışlıdır. Bu bağlamda, bu makalede endonazal yaklaşımın belirli kesiler ve hassas doku cepleri kullanılarak birçok farklı estetik ve fonksiyonel bozukluğun etkili ve verimli bir şekilde nasıl düzeltilebileceği ele alınmaktadır. Sonuç olarak, bizler endonazal tekniğin her rinoplasti cerrahının cerrahi beceri repertuarında mutlaka bulunması gereken değerli bir yöntem olmaya devam ettiğine inanmaktayız.
Rinoplasti: Zorlukları ve Belirleyici Faktörleri
Rinoplasti, yüz estetik cerrahisi alanında cerrahlar için en zorlu işlemlerden biri olmaya devam etmektedir. Ameliyat sonuçlarını etkileyebilecek birçok hasta faktörü bulunmaktadır. Ayrıca, bunlar arasında cilt kalitesi ve kalınlığı, hastanın ameliyat sonrası takiplere uyumu, rekonstrüksiyon için mevcut kıkırdak kalitesi ve burun kemiği uzunluğu, burun deliği boyutu gibi genetik faktörler yer almaktadır.
Kapalı Teknik Üzerinden Burun Ameliyat İyileşme Süreci ve Geç Sonuçlar
Ayrıca, diğer yüz estetik ameliyatlarına kıyasla iyileşme sürecinin oldukça uzun olması, yapılan cerrahi müdahalelerin nihai etkilerini değerlendirmeyi zorlaştırmaktadır. Çünkü bu etkiler, “sonuç” olarak değerlendirilen döneme oldukça uzak zamanlarda ortaya çıkmaktadır. Gerçekte, burnun görünümünün zaman içinde değişmeye devam ettiği unutulmamalıdır. Örneğin, burun ucu greftlerinin belirgin hale gelmesi gibi ameliyat sonrası değişiklikler, genellikle ameliyattan 3 ila 5 yıl sonra fark edilebilmektedir. Bu nedenle, memnun kalan hastaları uzun süreli takip için motive etmek çoğu cerrah için ciddi bir zorluk oluşturmaktadır.
Burun Anatomisi ve Dolaşım Özellikleri
Bununla birlikte, burun, cerrahi müdahalelere karşı oldukça toleranslı olan zengin bir damar ağına sahiptir. Oftalmik arterin (eksternal nazal, dorsal nazal ve anterior etmoidal) dalları ile fasiyal arterin (açısal ve superior labial) dalları arasında geniş kollateral bağlantılar bulunur. Ancak burun ucunda kan akımı daha zayıf olabilir. Bu bölge, özellikle açık teknikle yapılan cerrahilerde, deri altı dokuların aşırı inceltilmesi durumunda olumsuz etkilenebilir. Öte yandan, endonazal tekniklerde burun ucu bölgesinde daha agresif bir inceltme daha güvenli şekilde yapılabilmektedir, ancak bu işlem yine de dikkatli şekilde uygulanmalıdır.
Kapalı Rinoplastinin Günümüzdeki Yeri
Sonuç olarak, kapalı teknik rinoplasti, dikkatli bir şekilde uygulandığında modern burun düzeltme cerrahisinde önemli bir yer tutmaya devam etmektedir. Her rinoplasti hastasında olduğu gibi, konservatif (koruyucu) bir küçültme yaklaşımı ve uygun hasta seçimi büyük önem taşımaktadır.