Konuşma bozuklukları ile dil bozuklukları birbirlerinden tamamen farklı kavramlardır. Konuşma bozuklukları, konuşma seslerinin doğru üretimi ile ilgili iken dil bozuklukları kullanılan kelime ve cümlelerin bir araya getirilmesinde oluşan sorunları ya da bir araya getirilen kelime ve cümlelerin anlaşılmasındaki sorunları konu alır.
Başlıca Konuşma Bozuklukları
Artikülasyon Bozuklukları: Hece ve kelimelerin hatalı ya da yanlış üretilmesi sonucu dinleyicilerin konuşulanları anlayamaması sorunudur.
Akıcılık Bozuklukları: Konuşma esnasında istemsiz oluşan duraksamalar, hece ve seslerin tekrar edilmesi ile konuşmanın uzadığı bozukluklarıdır. Bu bozukluğun halk arasındaki diğer adı kekemeliktir.
Ses Ve Rezonans Bozuklukları: Bu ses bozukluklarının görüldüğü kişilerde ses tonlamaları istediği gibi olmadığı için kendisini ifade etme sorunu ortaya çıkar. Ayrıca bu durum hastada konuşma esnasında ağrı ve rahatsızlığa da neden olabilir.
Akıcı Dil Bozuklukları: Bu sorunun görüldüğü hastalarda genellikle dil algılanmaz ya da istenildiği şekilde işlemez.
İfade Edici Dil Bozuklukları: Hastalar bu dil sorunu ile karşılaşınca kelimeleri bir araya getirmekte zorlanır, kelime hazneleri kendilerini ifade edemeyecek kadar dar kapsamlı olur ya da dillerini sosyal oluşama uygun olmayarak kullanırlar.
Bilişsel İletişim Bozuklukları: Bu sorun dilin yapısında ya da kullanımında değil biraz beyin yapısı ile ilgili bir sorundur. Bu sorunun görüldüğü hastalar genellikle hafıza, dikkat, düzenleme ve sorun çözme eksiklikleri göstererek kendilerini ifade edemezler.
Dil ve konuşma bozuklukları kimi hastalarda doğuştan itibaren var olan bir sorun iken kimi hastalarda da sonradan ortaya çıkan bir sorundur. Bazı hastalarda doğuştan var olan konuşma ve dil bozukluklarına sonradan da ortaya çıkan konuşma ve dil bozuklukları eklenebilmektedir. Bazı hastalarda sadece dil bozukluğu ya da konuşma bozukluğu görülebilirken bazı hastalarda da hem konuşma bozukluğu hem de ses bozukluğu görülebilmektedir.
Konuşma Bozukluklarının Nedenleri
-Gelişime bağlı olarak dilin gelişmesi gerekirken gelişmemesi
-Erken doğum
-Büyüme ve gelişmede gerilik
-Konuşma imkanı veren kas ve kemiklerin yapısındaki meydana gelen değişiklikler
-Aileden kaynaklı dil gecikmesi
-İşitme kayıpları ya da işitmeden kaynaklı algı bozuklukları
-Beyinsel ya da sinirsel problemler
-Yarık damak, diş problemleri ya da dil bağının bulunması
-Als ya da Parkinson gibi nörolojik rahatsızlıklar
-Beyinde hasar ya da zeka geriliğine neden olan hastalıkların bulunması
-Psikososyal olarak uyaranların var olan eksikliği
-Reflü, polip, nodül gibi ses tellerinde meydana gelen rahatsızlıklar
Konuşma Bozukluğunun Türleri
-Konuşulanların anlaşılmasında ortaya çıkan zorluk
-Konuşurken zorlanılması
-Konuşma sesinin tonunun, hızının ayarlanamaması, çok yüksek sesle ya da çok düşük sesle konuşma
-Kelime haznesinin dar olması nedeniyle konuşmada yavaşlık ve kendini ifade edememe
-Cümle kurmakta zorluk yaşama
-Konuşmanın tüm çabalarına rağmen akıcı gerçekleştirilmemesi
-Seslerin ve hecelerin yutularak konuşulması
– Sözcüklerin ağızda gevelenerek anlamsız bir şekilde dışarı çıkarılması
-Konuşmada problem yaşayan kişinin kendisini ifade edebilmek amacıyla işaret dilini kullanmaya çalışması
Aniden Ortaya Çıkan Konuşma Bozuklukları
Aniden ortaya çıkan konuşma bozuklukları bir süre sonra normale dönmektedir. Konuşma bozukluklarının normale dönmesi nedeniyle hasta aniden ortaya çıkan konuşma bozukluklarını önemsemez. Dil ve beyin yapısal olarak belli standartta işlevini yerine getirir. Bu standardın dışında bir gelişme ya da değişiklik ortaya çıktığı takdirde bunun araştırılması gerekmektedir. Umursanmayan bu aniden ortaya çıkan konuşma bozuklukları Multiple Skleroz(MS) hastalığının işareti olabilir. Bu sebepten dolayı aniden ortaya çıkan dil bozuklukları yaşayan hastaların zaman kaybetmeden doktora başvurmaları ileride ortaya çıkabilecek hastalıkların erken tanı ve tedavisinde önemlidir. Bunun haricinde aniden ortaya çıkan dil bozukluklarına zihinsel ve psikolojik nedenler de etki edebilmektedir.
Dil Ve Konuşma Bozukluğu Tedavisi
Dil ve konuşma bozukluğu tedavisi alanında uzman dil ve konuşma terapistleri tarafından gerçekleştirilir. Dil ve konuşma terapistleri konuşma bozukluğu yaşayan çocuklar ve bireyler ile birebir ya da grup olarak terapi gerçekleştirebilirler.
Dil Terapisi Aktiviteleri: Burada alanında uzman dil ve konuşma bozuklukları terapisti, sorun yaşayan çocuk ile çocuğun yaşına uygun oyunlar oynar, görsel resim ve kitaplar ile iletişime geçer, masa başı veya yer aktiviteleri ile çocuğun doğal ve kendisini baskı altında hissetmeden konuşabileceği bir ortam oluşturmaya çalışır. Ayrıca dil ve konuşma bozukluğu yaşayan çocuğun kelime haznesini geliştirmek ve dil kurallarını öğrenmesini sağlamak amacıyla tekrarlama ve rol model olma/alma yöntemlerini de duruma göre kullanabilir.
Artikülasyon Terapisi: Artikülasyon terapisi çocuğun ses üretimini sağlamak amacıyla uygulanır. Bu terapi esnasında terapist çocuğa doğru ses üretiminin nasıl olacağını gösterir ve çocuğun da aynı şekilde doğru ses üretimini tekrarlama yöntemi ile öğrenmesini sağlar. Artikülasyon terapisi sırasında, terapist ihtiyaç duyduğu takdirde fiziksel ve görsel yardımı da uygulayabilir. Artikülasyon terapisi sırasında, dil terapisi aktivitelerinde olduğu gibi çocuğun yaşına uygun aktivite ve oyunlar ile çocuğun kendisini rahat hissetmesi sağlanır.
Çocuklarda konuşma bozuklukları yaklaşık her 10 çocuktan 3’ünde görülen bir sorundur. Dil gelişimi incelenirken ayrıca, nörolojik, fizyolojik ve psikolojik gelişim de beraberinde incelenir. Konuşma ve dil bozukluğu yaşayan çocukların tedavisinde ailelerin rolü büyüktür. Çocuklarda konuşma ve dil bozukluğu ne kadar erken tespit edilirse tedavisi de o kadar erken ve hızlı olur. Bu bakımdan ailelerin çocukları gözlemlemesi ve konuşma ya da dil bozukluğu emaresi gördükleri andan itibaren alanında uzman dil terapistlerine muayene ettirmek amacıyla çocuklarını götürmelerinde fayda var.
Çocuklar dil gelişimini 4 yaşına kadar tamamlamakta ve kendilerini ifade edebilecek düzeye gelmektedirler. 4 yaşına gelmiş çocukların konuştuklarını sadece ailesi anlıyor ve dışarıdan kişilerin anlaması zor oluyor ise ortada bir konuşma ve dil bozukluğu problemi olabilir. Bu durumda da aile konuşma ve dil terapistine çocuklarını götürüp en kısa ve en erken olacak şekilde dil terapi eğitimleri almasını sağlamalıdır.
Emme Egzersizi: En basit anlatımla konuşma ve dil bozukluğu sorunu yaşayan kişilerin içeceklerini pipet ile içmesi olarak anlatılabilir. İlk başlarda pipetin boyu kısadır. Çocuk daha rahat içmeye başladıkça pipetin boyu uzatılır ve çocuğun emme gücü kazanması sağlanır. Çocuklara ağız şapırdatılması da öğretilmesi tedavi açısından önemlidir.
Üfleme Egzersizi: İlk olarak hastanın derin nefes alıp vermesi sağlanır. Daha sonra aldığı nefesleri üfleyip püfleyerek vermesi sağlanır. Bu aşamada egzersizler oyun haline getirilerek yapılırsa çocukların katılımı daha fazla olur. Örneğin, muma üfleme, masanın üzerine küçük pamuk taneciklerin, koyarak çocuğun üfleyerek pamukları düşürmesini sağlama, oyuncak düdüklerin üflenmesi, flüt üfleme gibi oyunlar çocukların tedaviye katılımını arttırıp tedavi sürecini hızlandırır.
Çiğneme Egzersizi: Çocuğun ağzına bisküvi ya da şeker tarzı besinleri bir yanağından diğer yanağına taşıması şeklinde gerçekleştirilir.
Dil Egzersizleri: Dilin ucuna konan yiyeceğin alınması, üst dudak ile dişlerin arasına konan bal, reçel tarzı yiyeceklerin dil yardımı ile yenilmesinin sağlanması, çocuğa lokum çiğnetilmesi gibi birçok egzersiz yöntemi vardır.
Konuşma bozuklukları zamanında tedavi edilmez ise hastanın günlük hayatında kendisini ifade edemeyerek iletişim sorunları yaşamasına neden olur. İletişim sorunu yaşayan kişiler zamanla çekingen davranışlar sergileyerek toplumdan uzaklaşmaya başlar. Konuşma bozukluğu ve tedavileri hakkında merkezimizi ziyaret edebilir ya da bizimle iletişime geçebilir